10 Aralık 2010 Cuma

Tur Dağı'nı Hira Dağı Zanneden Aydınlarımız

Osman Turan
Bugünün Türkiye’sinde Türk milliyetçiliği ve ülkücülük yükselen bir değer oldu. Yükselen değer olmasında en büyük sebep son yıllarda oluşan siyasi iklimin gereği oldukça açıktır. Düne kadar Türk milliyetçiliğini ve ülkücülük fikrini ağzına almayan bazı aydınlarımız (?), bugün geldikleri noktayı unutarak bir anda bu fikre sarılır oldular. Bu bazı aydınlarımız (?) 1980 öncesi bir dönem ülkücü ve Türk milliyetçililerin içinde bulunsalar da, 1980 sonrası dünyayı etkisine altına alan tek kutuplu ABD’nin “ Yeni Dünya Düzeni” projesinin kapsamı alanına girmişlerdir. Milliyetçilik ve ülkücülük fikrinin aksine “beynemiel” ekseninde buluşan bu aydınlarımız şimdi zihin bulanıklığı yaşadıkları ortadadır. Bunu bir aydınımızın (?) “nation” (millet, ulus, budun) kimliğine karşı “everybody” (herkes, kâinat, ele lam) kimliğini oluşturma gafleti hala “beynemiel” eksenin etkisinde olduğu aşikârdır. Aslında getirmek istediği kimlik “Türk kimliği” ‘ne alternatif “herkes, dünyalı” kimliğidir. Türk milliyeti kavramına karşı alternatif “dünya vatandaşlığı” kavramının olmasını düşleyen bu aydınımız, bir taraftan milliyetçiyim diyerek çelişkiler içinde kıvrandığı ortadadır. Bu zihin altındaki kripto düşüncesi ABD’nin geliştirmiş olduğu “Neo Osmanlıcılık”tır. Neo Osmanlıcılık fikrine gelmeden önce Türk milliyetçiliğini aydınımızın zihin tashihi için yeniden tanımlayalım. Türk milliyetçiliği, “Aynı dili konuşan, aynı kültüre mensup, gönül ve aidiyet birliğini sağlamış insan toplulukların, bağımsızlık ve hürriyet etrafında mutlu refaha ulaşma ülküsüdür”. Yani Türk milliyetçiliği, “ Türklüğün var olma ve ideallerini hayata hâkim kılma sebebi olan Türk gerçeği bütün canlılığı ile ayakta durarak ve doludizgin geleceklere akıtmaktır.” Türk milliyetçilerin en büyük eseri Türkiye cumhuriyetidir. Türkiye cumhuriyetinin kuruluş esasları Türk kimliğiyle özdeşlemiş, milli – devlet üzerine kurulmuş, sınırları çizilmiş bir siyasi organizasyondur. Türk milliyetçilerin Birincil ana ülküsü de “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak”’tır. İkincil ana ülküsü de “Türk birliği”dir. Türk milliyetçiliği dini, mezhebi ve etnik’e dayalı değil, aidiyet ve gönül birliği temelinde bütün toplumu kucaklayan bağımsız ve hürriyetçi anlayış ekseninde oluşmuş bir düşünce sistemidir. Türk milliyetçiliğinin kabulü olan millet ve bu milletin oluşturmuş olduğu organizma yapı ise devlettir. Türk milliyetçiliğini karşıtı olan, emperyalistlerin geliştirmiş oldukları etnisiteye dayalı mezhep yorumlu federatif devletçilikleri kurma projesinin örtüsü olan “ Yeni Dünya Düzeni”’dir. Bu örtünün bir parçası olan Büyük Ortadoğu projesi ve neo Osmanlıcılıktır. Hedefleri milli  - devletlerdir. Bunların hedefinin ekseni milletler yerine küresel sermayenin dünyaya hâkim kılma düşünce sistemidir. Küresel sermayenin sahibi ABD., İngiltere ve İsrail’dir. Özellikle Neo Osmanlıcılık ve büyük İsrail devleti projesi birbirlerini ikame eden projelerdir. İstanbul merkezli küresel güçlerin Ortadoğu’yu yönetme tezleri olduğu düşünürsek, Osmanlının toprağı olmuş bakanları dışlayan ve Ortadoğu kapsayan bir neo Osmanlıcılığın vahimliği ortaya çıkmaktadır. Bu gün Neo Osmanlıcıların yegâne uğraştıkları ve önlerindeki tek engel “Türk Kimliği” ve özneleri’dir.  Bu öznelerde Türk Kimliğinin oluşturmuş olduğu milli devlet ve bekasını sağlayan Türk milliyetçileridir.
 Bu aydınımızın bu sebepten dolayı zihin bulanıklığının yansınmalarıdır. Bu zihin bulanıklığının tashihi ve kurtuluş reçetesi “Tur dağını, Hira dağı”’nı zannetmemekten ve ayeti kerime de belirtilen “Peki duanız kabul olundu, siz yine doğru ve dürüst olmaya devam edin ve kendini bilmeyenlerin yoluna uymayın! (Yunus–89) uymaktan geçer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder